Katılımcı Güvence Sistemi (KGS)

(Akdeniz Yerel ve Dayanışma Temelli Agroekoloji Ortaklıkları Eğitim El Kitabından)

1.1. KGS’NİN TEMELLERİ

TERİMLER:

Agroekoloji için Yerel Dayanışma Ortaklıkları (AYDO), tüketiciler ve üreticiler arasındaki doğrudan ilişkilere dayanır. Tüketicilerin taze, sağlıklı, agroekolojik olarak yetiştirilen ürünlere erişmelerini sağlar. Bu ortaklıklar, çiftçilerin çevreye özen göstermesine, ürünlerinin kalitesini korumasına ve üreterek geçinmesine yardımcı olur. Bir AYDO biçimi olan Topluluk Destekli Tarım (TDT) aracısız, sözleşmeli ürün satışıyla nitelenir. Katılımcı Güvence Sistemleri (aşağıya bakınız) ve farklı kısa erişim zincirleri de başka AYDO türleridir.

Topluluk Destekli Tarım yerel üreticiler ve tüketiciler arasında doğrudan ortaklıklar şeklinde gerçekleşir. Tarımsal faaliyete özgü risklerin ve kazançların paylaşılmasını içerir. TDT, geniş AYDO ailesinin bir parçasıdır.

Katılımcı Güvence Sistemi (KGS) kolektif olarak yönetilen bir onaylama sistemidir. İçinde yer alan tüm öznelerin etkin katılımıyla, şeffaflık ve güven temelinde çalışarak üreticilerini ve ürünlerini kolektif olarak belirlenmiş ölçütlere göre seçer ve sertifikalandırır.

1.1 KGS nedir?

KGS’nin amaçları:

  • Tüketiciler için güvenli gıdalara erişim fırsatları sağlamak,
  • Üreticiler ile tüketiciler arasında doğrudan bağlantı kurmak,
  • Küçük ölçekli çiftçiler / üreticiler için daha iyi pazarlama olanakları sağlamak,
  • Küçük ölçekli çiftçileri desteklemek ve agroekolojiyi teşvik etmek,
  • Dayanışma temelli grupları ve ağları desteklemek,
  • Gıda sisteminin çeşitli özneleri arasında bilgi ve beceri  paylaşımını kolaylaştırmak.

Uluslararası Organik Tarım Hareketleri Federasyonu (IFOAM) IFOAM, KGS’yi kısaca şu şekilde tanımlar: “Katılımcı Güvence Sistemleri (KGS) yerel odaklı kalite güvence sistemleridir. Güven, sosyal ağlar ve bilgi paylaşımı temeli üzerine kurulur ve paydaşlarının etkin katılımıyla üreticileri sertifikalandırır.”

1.2 KGS’nin kökenleri

KGS’nin dünya çapında tanımlanması ve uygulanması, organik gıda hareketinin, özellikle de IFOAM’ın öncülüğünde gerçekleşmiştir. Katılımcı Güvence Sistemi (KGS) terimi ilk olarak 2004’te, Brezilya’nın Torres kentinde IFOAM ve MAELA (Latin Amerika Agroekoloji Hareketi) tarafından düzenlenen “Alternatif Sertifikalandırma Çalıştayı” sırasında kullanılmıştır. Bu çalıştayda KGS’nin gelişimi öncelik olarak belirlenmiş ve bu amaçla KGS Uluslararası Çalışma Grubu kurulmuştur. Bu grup şu anda IFOAM çatısı altında resmi bir birim haline gelmiştir.. 

IFOAM’ın 05.02.2018 tarihli tahminlerine göre: “Dünya genelinde 115’i geliştirilmekte ve 127’si tam çalışır durumda olan, en az 311.449 çiftçiyi ve en az 76.750 sertifikalı üreticiyi içeren en az 241 KGS girişimi vardır. KGS girişimlerinin bulunduğu 66 ülke arasından 43 ülkede tam olarak çalışan KGS’ler vardır.” https://www.ifoam.bio/en/pgs-maps

1.3 KGS’nin temel dayanakları

KGS’nin AYDO (Agroekoloji için Yerel Dayanışma Ortaklıkları) ile birçok ortak özelliği vardır. KGS’nin AYDTO’yla birçok ortak özelliği vardır. Gıda egemenliği, dayanışma ekonomisi ve agroekoloji, temel dayanaklarını oluşturur (bu kavramların tanımı için Modül 1’e bakınız).

1.4 Paydaşlar kimlerdir?

KGS, tüm ortaklarının etkin katılımını gerektirir ve destekler. Tüm bu bireyleri ve grupları güçlendirmeyi ve uzun süreli ilişkilere dayanarak sorumlu tutmayı amaçlar. Sistemde bu farklı gruplardan hangilerinin ve ne şekilde yer alacağı, yerel bağlamı da içeren özel durumlara ve tercihlere bağlıdır.

KGS, katkılarının çerçevesini belirleyerek, potansiyel olarak gıda sisteminin bütün öznelerini içerebilir: 

  • Çiftçiler / Üreticiler: Önceliklere bağlı olarak odak noktası küçük ölçekli çiftçiler, üretici kooperatifleri veya kolektifleri, işlenmiş gıda üreticileri olabilir. 
  • Tüketiciler: Temiz ve sağlıklı gıda üretiminden doğrudan yararlanan grup olarak tüketiciler, KGS’nin en önemli öznelerinden biridir. Tüketiciler KGS’ye bireysel olarak veya bir TDT / AYDO organizasyonunun parçası olarak katkıda bulunabilirler. Bir KGS sisteminde üreticiler de dahil olmak üzere herkesin tüketici sayıldığı dikkate alınmalıdır.  
  • Alıcılar: Alıcılar bağımsız işletmeler, kurumsal alıcılar, restoranlar vb. olabilir.
  • AYDO grupları: TDT grupları, gıda toplulukları, kooperatifler, etik temelli satın alma grupları.
  • Araştırmacılar ve aktivistler.
  • Sivil toplum örgütleri
  • Ulusal ya da yerel yöneticiler/karar alıcılar.

1.5 KGS ve üçüncü taraf organik sertifikalandırma

Her ikisi de öncelikle çevre dostu üretimi ve sağlıklı ürünler elde etmeyi hedeflediği için, KGS genellikle üçüncü parti organik sertifikasyon sistemlerinin tamamlayıcısı olarak görülmektedir.

Bununla birlikte, KGS hem ekonomik açıdan hem de gerektirdiği işlemler açısından küçük ölçekli çiftçiler / köylüler için daha erişilebilir olduğu için, birçok kişi KGS’yi organik sertifikasyonun bir alternatifi olarak görür. Gerçekten de, aynı hareketten kaynaklandıkları ve benzer fikir ve hedeflere sahip oldukları için, KGS ve üçüncü taraf organik sertifika sistemleri birlikte var olabilir, hatta birbirlerini destekleyebilir. KGS’ye katılan çoğu üretici aynı zamanda bir üçüncü taraf sertifikasına sahiptir. Ayrıca, KGS’nin üreticiler ve tüketiciler arasında sağladığı şeffaf ve samimi ortamın, üçüncü taraf sertifikasyonuna eklemlendiğinde ek bir güven unsuru sağladığı da öne sürülebilir (May, 2008).

1970’lerde dünyanın çeşitli yerlerindeki ilk organik sertifikalandırma sistemleri, bugün KGS adını verdiğimiz sisteme çok benzer şekilde çalışıyordu. Bu gruplardan bazıları, örneğin Fransa’daki Nature et Progrès, hala KGS’yi uygulamaktadır.

1.6 KGS’nin yararları

  • Yukarıda belirtildiği gibi KGS, çoğunlukla pahalı ve/veya bürokratik olarak algılanan üçüncü taraf sertifika sistemlerine kıyasla, küçük ölçekli çiftçiler için daha erişilebilir olarak kabul edilir.
  • KGS, üçüncü taraf organik sertifika ölçütlerinin ötesindeki agrokolojik uygulamaları teşvik edebilir.
  • Çiftçiler genellikle sertifikalandırma şirketlerinin yeterince bağımsız olmadığını düşünürken, tüketiciler de çoğu zaman denetimlerin güvenilirliğini sorgulamaktadır. KGS, süreçte yer alan tüm paydaşları sorumlu tutarak ve destekleyerek, hem tüketicileri hem de üreticileri güvence altına alır.
  • KGS, ortak mülkiyet duygusu geliştirerek tüketicileri etkin yurttaşlığa ve işbirliğine teşvik eder. Yurttaşların  birbiriyle iletişim kurma, katılımcılık ve kolektif sorun çözme becerilerini geliştirir.
  • KGS, çiftçinin emeğine ve toplumsal konumuna değer vererek toplumsal kapsayıcılığı destekler.
  • KGS, üreticilerin ürün çeşitlendirme, paketleme, agroekolojik teknikler, sosyal ağlarla ilişkilenme, ürün tanıtımı gibi konulardaki kapasitelerini geliştirmesine yardımcı olarak çiftçilik  uygulamalarını geliştirir.
  • KGS, üreticilerin gıda kaynakları, çiftçilerin koşulları, üretim yöntemleri ve gıda sistemlerinin sosyoekonomik arka planı hakkında farkındalıklarını artırarak tüketicilerin eylemliliğini geliştirir. KGS ayrıca tüketiciler için ürünlerin kalitesini güvence altına alır.

1.7 KGS’nin değerleri

KGS birçok toplumsal değere dayanan bir yapıdır:

Demokrasi: Katılımcı ve şeffaf karar alma yoluyla bütün öznelerin (tüketiciler, üreticiler, kolaylaştırıcılar) dahil edilmesi.

İşbirliği ve Dayanışma: AYTO’lardan beklenen ana sonuçlarıdır.

Şeffaflık: Güven oluşturmak için elzemdir.

Empatik iletişim: Kolektif eylem için gereklidir.

Dinamizm ve esneklik: Katı yapılara ve kurallara tercih edilmelidir.

1.8 Farklı KGS türleri

KGS fikri basit ve sezgisel olsa da, koşullar ve ihtiyaçlar farklı olduğu için çözümler de çeşitlidir:

  • Coğrafi kapsam: en yerel ölçekten ulusal ölçeğe kadar.
  • Tüzel kişilik veya taban örgütlenmesi.
  • Ücretli çalışanlar veya gönüllülük, katılımın ücretli olması veya olaması
  • Devlet tarafından tanınırlık olması (mümkün olan yerlerde) veya olmaması
  • IFOAM tarafından tanınırlık veya onay olması veya olmaması.

1.9 KGS’nin politik değeri

İşbirliğine dayalı ve katılımcı karakteri göz önüne alındığında KGS:

  • Özyönetim ve demokrasi uygulamalarını hayata geçiren bir yapıdır.
  • Gıda egemenliği için etkili bir araçtır.
  • Alternatif ekonomik modelleri teşvik eden ve destekleyen dayanışma ekonomisi hareketi için yol gösterici ilkeler sunar.

AYDO’lar genellikle lojistik çözümler geliştirmek ve üyeler arasında yakın etkileşim sağlamak için yeterince küçüktür. Ancak KGS küçük bir alanda yerelleşmek zorunda değildir. KGS, TDT ve diğer AYDO gruplarının işlevlerini tamamlayan bir ağ yapısıdır. Ürün ve üretim ölçütlerini belirlemek, güvenilir çiftçilere / üreticilere ulaşmak, çiftliklere / üretim yerlerine planlı ziyaretler yapmak, ölçütlere uygunluklarını izlemek, çiftçi kayıtları ve dağıtım araçları oluşturmak gibi birçok önemli iş AYDO’lar tarafından ayrı ayrı yapılırsa büyük miktarda emek ve zaman kaybı söz konusu olabilir.

Kolektif kararlara bağlı olarak bir KGS, AYDO’ları destekleyen ve teşvik eden bir ağ olarak işlev görebilir. Örneğin Türkiye’de DBB ağı, tüketicilerin üreticilere doğrudan erişmesini sağlarken AYDO’ların oluşumunu veya üyelerinin bu tür mevcut yapılara katılımını da teşvik eder.

1.10 Çiftlik ziyaretleri

KGS’nin temel işlevlerinden biri, çiftliklere / üretim alanlarına planlı ve düzenli grup ziyaretleri düzenlemektir.

Çiftlik ziyareti, üretici ve tüketiciler arasındaki ilişkileri güçlendirmek için mükemmel bir fırsattır. Bu sadece bir denetim veya izleme aracı değil, daha da önemlisi tüm taraflar için bir öğrenme fırsatıdır. Tüketicilerin, üreticinin sorunlarını, zorluklarını ve kısıtlarını görmesini ve bunlar üzerinde düşünmesini sağlar. Tüketicilerin alandaki durum hakkındaki farkındalığını arttırır. Çiftlik işlerine katılım veya maddi destek gibi yollarla üretim sürecine dahil olmalarını sağlar.

Bu etkileşim aynı zamanda, üreticilerin çiftlikleri veya üretim alanları hakkında geri bildirim ve öneriler almasını sağlar.

Üreticiler çiftliklerini diğer çiftçiler için örnek hale getirmek, köyden kente göçe karşı durdurmak ve bir ailenin geçimini topraktan sağlayabileceğini göstermek ister. 

İki tarafta da yanlış anlamalara imkan vermemek için hem üreticileri hem de ziyaretçileri ziyarete hazırlamak gerekir. Ziyaretçilerin hazırlıklı olmadığı durumlarda çiftlik ziyaretleri tehlikeli bir uygulama haline gelebilir; tam bir iletişimsizlik ve kent-kır ayrımını derinleştirme riski yaratabilir. 

Bütün çiftlik ziyaretlerinde hem güçlü hem zayıf yönleri ortaya çıkarmak, çiftliğe ve üreticiye saygı duymak ve tüketicilerin ihtiyaçlarıyla ilgili konuları belirtmek gerekir. Ziyaretçilere önceden bir form göndermek bir seçenek olabilir. Düzenli ziyaretlere ek olarak tamamlayıcı ziyaretlerin önemi göz ardı edilmemelidir.

Temel konulardan biri, tüketicilere ve diğer paydaşlara güven vermek için toplu izleme-değerlendirme ziyaretlerinin ne sıklıkta yapılması gerektiği olacaktır. Bu sorunun tek bir doğru cevabı yoktur, zamanın ve diğer kaynakların varlığı önemlidir. Ne olursa olsun, KGS’nin, baskınlık ve hiyerarşiyi akla getirebilecek olan “kontrol etme” durumuyla ilgili olmadığını unutmamak gerekir. Esas olarak iletişimi, geribildirimi, karşılıklı öğrenmeyi ve sürekli gelişimi en üst düzeye çıkarmakla ilgilidir. Benzer endişeler, ürünlere laboratuvar testleri yapılıp yapılmaması konusu için de geçerli olacaktır.

X
X